Fotoğrafın Tarihi ve İlk Fotoğraf Makineleri Hakkında Bilgiler
Fotoğraf sözcüğünü 1839’da ilk kez Fransız kütüphaneci Sir John Herschel kullanmıştır.
Herschel’in Latince “photo” (ışık) ve “graphein” (yazmak, çizmek) sözcüklerini birleştirerek elde ettiği “ışıkla çizmek” anlamındaki “Photographe” sözcüğü kabul görerek tüm dünyaya yayılmıştır.
Fotoğraf sözcüğünün bugün bile anlamca değişmemesinin temel nedeni görüntü oluşumu için ışığın zorunlu olmasıdır. Ancak bir fotoğrafın oluşması için ışığın yanında fiziksel, kimyasal, optik, mekânik ve elektronik ögeler de bulunmalıdır. Bunların neler olduğunu ilgili bölümlerde göreceksiniz.
Fotoğraf Tarihi
Fotoğraf çekmek için gerekli araç gereçlerin başında gelen fotoğraf makinesinin temeli olan karanlık kutu (camera obscura) ilk kez 10. yy.da Arap bilim adamı (optikçi-matematikçi) İbni-l Haysem tarafından güneş tutulmalarını izlemek için kullanılmıştır. Bu karanlık kutunun çalışması; karanlık bir odanın bir duvarına iğne deliği açıldığında dışarıdaki cismin görüntüsünün karşı duvara ters olarak düşmesi şeklindedir
Daha sonraki yüzyıllarda 1420’li yıllarda mimar-heykeltıraş ve matematikçi Filippo Brunellechi aynı sistemden yola çıkıp büyük bir karanlık oda içinde oluşan görüntünün çizimi ile perspektifi doğru olarak kullanma konusunda çalışmalar yaptı. 1550 yılında görüntünün daha net olması amacıyla bu kutuya optik takılması ve merceklerin geliştirilmesiyle de ilk parlak temiz görüntüler elde edildi. Bu sistem uzun yılar ressamlar tarafından önemli bir yardımcı araç olarak kullanıldı.
Asıl fotoğrafçılık 19.yy.ın başlarında Fransız fizikçi Joseph-Nicéphore Niepce ile başlar. Niepce 1826 yılında kimyasal işlemler yoluyla kalıcı görüntü elde eden ilk kişi oldu. 1840’da İngiliz Willam Hanry Fox Talbot duyarlı kağıt üzerine görüntü ve daha sonraki banyo işlemlerini geliştirdi.
Daguerre “Daguerrotype” adını verdiği bu buluş, fotoğraf makinesinin içine yerleştirilebilen, ışığa duyarlı hâle getirilmiş metal tabakalardan oluşuyordu. Bu tabakalar sayesinde fotoğraf çekim süresi 8 saatten 3 dakikaya düşmüştü.
İngiliz mucit Frederic Scott Archer’in 1851’de bulduğu ve cam negatiflerin yapılmasına imkân sağlayan kollodyum yöntemi modern fotoğrafçılığın temeli olarak kabul edilir.

1858’de Henry Peach Robinson’un dünyanın ilk fotomontajını yaparak birçok negatifi birleştirerek tek bir fotoğraf yaratması
1878 yılında Eadweard Muybridge’in ünlü fotoğrafı, dörtnala ileri koşan bir atın gerçekte nasıl olduğunu gösterip hareket eden şeyleri incelemede insan gözünün yetersizliğini kanıtladı. Bu fotoğrafın çekilmesiyle sinemanın yolu açılmıştır.
1947 yılı önemli bir senedir. Çünkü Edwin Land, polaroid fotoğraf sistemini geliştirir. Bu sistemin özelliği çekimden kısa bir süre (1 dakika) sonra makineden pozitif fotoğrafın alınmasıydı.
Kolay taşınabilen ilk fotoğraf makinesi üretimine ise 1928 yılında George Eastman Kodak tarafından geçildi. Seri üretim fotoğraf makinesinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.
1935’te Kodak şirketi ilk renkli film olan Kodakrom’u buldu ve bu tarihten itibaren renkli fotoğrafçılık başladı.
Renkli fotoğrafın bulunmasından sonraki buluşlar daha çok makine tekniği üzerine olmuştur. Büyük boyutlu mekânik makineler giderek küçülmüş, işlevleri arttırılmış ve elektronik duruma gelmiştir.
Günümüzde ise dijital fotoğraf makinesi teknolojisi çok hızlı gelişmekte ve yaygınlaşmaktadır.