Dijital Fotoğraf Makinelerin Çalışma İlkesi Hakkında Detaylı Bilgi
Görünür ışık bilindiği üzere kırmızı ve mor arasında değişen bir renk tayfına sahiptir. Her renk farklı bir kırılma değerine sahiptir.
Bu nedenle gerçek görüntünün elde edilebilmesi için birden fazla mercek kullanılmaktadır. Bu mercekler faklı acılarda renklerin kırılmasını sağlayarak gerçek görüntünün oluşması sağlanmış olacaktır.
Aşağıdaki şekillerde mekanik aksamından dolayı daha karmaşık olan dijital SLR bir kameranın çalışma ilkesi şekillerle gösterilmiştir.
(A) Işık yansıtıcı ana ayna yardımıyla bakış açısını ayarlamayı sağlayan odaklamanın ekranına yansıtılması (B) Vizör üzerinde resmin gerçek bir örneği oluşturulması
(A) Daha ufak bir aynaya yansıtılan resmin bir görüntüsüyle lenslerin en iyi şekilde odaklanmasının sağlanması (B) Lenslerin içinden geçen ışık miktarı hesaplanarak en uygun pozlama süresinin belirlenmesi
(A) Deklanşöre basıldığında Aperture denen diyafram sayesinde lensin açma/kapama değerinin ayarlanması (B) Yansıtıcı ana ayna kalkar ve ışığın yol almasınının sağlanması
(A) Shutter diye adlandırılan perde ışığın resim algılayıcısına varmasınının sağlanması (B) Işığın filtre üzerine çarpması ve gerekli olan ışığın geçirilmesi
(A) Resim algılayıcısının ışığı elektriğe çevirmesi DIGIC’e yollaması, (B) Resim DIGIC tarafından yüksek hızda işlenmesi ve bellek kartının ilgili adrese yazılması (C) Resmin tutulduğu bellek kartı
Renkli resim elde etmek için pek çok algılayıcı önünde renk filtresi bulunur.
Renk filtresi yardımıyla ışık üç temel renge (kırmızı, yeşil, mavi) ayrıştırılır. Dijital kamerada üç rengi de kaydetmenin çeşitli yolları vardır.
Yüksek kaliteli kameralarda her renk için ayrı renk algılayıcısı kullanılır. Gelen ışığı ana renklerine ayrıştıran bir düzenek yardımıyla (beam splitter) her renk ilgili algılayıcıya gönderilir. Her üç algılayıcıya giden resim de aynı olmakla birlikte, filtreler nedeniyle her algılayıcı yalnızca temel renklerden birine yanıt verir. Elde edilen üç ayrı resim üst üste bindirildiğinde gerçek resim elde edilmiş olur
Bir başka yöntem ise, tek bir algılayıcının önünde kırmızı, yeşil ve mavi filtreleri sırayla hızlı bir şekilde döndürmektir. Algılayıcı üç ayrı resmi de hızlıca kaydeder. Bu yöntemle de her üç rengin gerçek piksel değerleri kaydedilir. Ancak kameranın ve hedefin durağan olması şartı vardır ki bu da elde tutulan kameralar ve hareketli nesnelerin çekimi için uygun değildir.
Bu her iki yöntem de profesyonel stüdyo fotoğrafçılığı için uygun olmakla birlikte düşük seviyeli ve daha ufak kameralar için pek uygulanabilir değildir.
Temel renkleri kaydetmenin daha uygulanabilir ve tasarruflu bir yöntemi renk filtre dizisi (color filter array) diye adlandırılan sabit bir filtre kullanmaktır. Algılayıcı kırmızı, yeşil ve mavi filtreli piksellere parçalanır. Gerçek resmin renk değerleri hakkında yaklaşık bilgi elde etmek söz konusudur.
Bu işlem komşu piksellere de bakmayı ve interpolation diye adlandırılan çok iyi bir tahminde bulunmayı gerektirir.
En yaygın kullanılan filtre modeli (iz) Bayer Filter Modeli olarak adlandırılan desendir. Pikseller eşit olarak dağılmamıştır. Kırmızı ve mavi piksellerin sayısı kadar yeşil piksel vardır. Çünkü insan gözü her üç renge eşit duyarlıkta değildir. Gerçek resme yaklaşabilmek için yeşil piksellerden daha fazla bilgi almak gerekir.
Her piksel yalnızca kendi filtresinin karşıladığırengi kaydedebilir. Örneğin kırmızı filtreli piksel kendisine çarpan kırmızı ışığın parlaklığını bilir. Çekilen görüntünün her pikselinin gerçek rengini bilmek için komşu filtrelere bakılır. Komşu filtrelerdeki parlaklık şiddetine göre gerçek renk tahmin edilir.
Bu tekniği kullanan kameralarda yalnızca tek bir algılayıcı kullanılır ve tüm renk bilgisi tek seferde kaydedilir. Bu nedenle bu tür kameralar daha küçüktür, ucuzdur ve çok farklı durumlarda rahatlıkla kullanılabilir. Ancak interpolation denen tahmin işlemi için çok hızlı çalışan işlemciye (DIGIC) ihtiyacı vardır.