Fotoğraf Çekiminde Filmin ISO Değerinin Diyafram ve Örtücüye Etkisi ve Sonuçları Nelerdir?
Bir filmi kullanırken, filmle ilgili en önemli özellik, filmin ışığa karşı olan duyarlılığıdır. Çünkü iyi bir fotoğraf, doğru pozlama yapılarak yani konunun üstündeki ışıkla filmin duyarlılığının uyumu sonucunda elde edilir.
Pozlamanın gerçekleşmesi için diyafram ve örtücü değerlerini belirlemek gerekir. Işıkölçer sisteminin verdiği pozlanma değerlerini sadece ışık geçirme açısından düşünmemek gerekir. Seçilen bir diyafram değeri hem belli miktar ışık geçirir hem de alan derinliği oluşturur. Demek ki istenilen bir alan derinliğine göre de diyafram değeri belirlenebilir.
Örtücü değerleri de sadece pozlama için gerekli olan ışığın süresini düzenlemez, aynı zamanda hareketli nesnelerin donuk yani hareketsiz gibi çıkmasını sağlar. Demek ki hareketli konuyla seçilen örtücü değeri arasında ilişkisi vardır.
Duyarkattaki kristaller büyüdükçe yoğunluğu artar, çok az ışıktan bile etkilenir ve bunlara hızlı film denir. Duyarkattaki kristaller küçüldükçe yoğunluğu azalır etkilenmesi için çok ışık gerekir (diyaframı açmak gerekir) ve bunlara da yavaş film denir.
Seçilen filmin ışığa duyarlığı, diyafram değeri ve örtücü hızı birbirlerinden ayrı düşünülemez. Bu üç önemli unsur çekim kalitesini yükselten değerlerdir.
Filmin ISO Değerini Zorlama
Çeşitli amaçlarla filmlerin sahip oldukları ASA/DIN değerlerinden daha büyük değerlerle çekilip, özel olarak banyo edilmeleri işlemine filmin iSO değerini zorlama denir.
Gerçekte zorlama, filmimizi eksik ışıklandırmaktır. Yaptığımız, filmimizin üzerinde yazılandan daha hızlı olduğuna kendimizi inandırıp gerekenden daha yüksek örtücü hızlarını veya daha kısık diyafram değerlerini uygulamamızdır. Böyle yapılmasında hedeflenen, ışık koşullarının elverişsiz olduğu durumlarda hiç fotoğraf çekmemektense kontrast, gren ve parlaklık aralığından ödün vererek de olsa çekimi sürdürebilmektir.
Filmin zorlanmasına karar verildikten sonra yapılması gereken daha fazla değil yalnızca gerektiği kadar zorlamaktır.
ISO Değerinin Fotoğrafta Görünen Sonuçları
Yapımcı tarafından belirlenen film hızı, ideal koşullarda gerçekleştirilecek ve geliştirme süreci sonunda en iyi sonuçları verecek olan hızdır. Bu hızın gerektirdiği poz değerinin altında ya da üstüne yapılacak çekimlere sırasıyla ”az ışıklandırma” veya ”çok ışıklandırma” adı verilir.. Aynı şekilde yapımcının öngördüğü banyo süreleri dışında yıkanmış bir film için ”az geliştirilmiş” veya ”çok geliştirilmiş” deyimleri kullanılır.
Negatif geliştirme sürecinde belli bir standartlaşmaya gidilmesinin önemi açıktır. Kullandığımız malzemeyi daha iyi tanımak, çekim sırasında olabilecek değişikliklerin geliştirme sonrası etkilerini en doğru bir biçimde tahmin edebilmek için gereklidir.
Günümüzde üretilen filmler olağanüstü duyarkat yapısına sahip olup, çok farklı ışık koşullarında kullanılabilmektedir. Ancak yine de yüksek nitelikli bir negatif görüntü için pozlama ve film banyo işlemlerinin doğru kontrol edilmesi gerekir. Film doğru pozlanmadığında, yani eksik ya da aşırı pozlandığında görüntünün yoğunluğu ve kontrastlığı normalden farklı olur. Aynı şey film banyosu için de geçerlidir. Kontrastlık, grinin ton değerleri arasındaki yoğunluk farklılığıdır.
Güneşli bir havada doğada bir alana baktığımız zaman, aydınlıktan karanlığa birçok ton değeri görülebilir. Aynı alan, kışın sisli bir havada ise grinin tek bir ton değeri olarak görülür. Fotoğrafı da aynı şekilde düşünebiliriz. Bir fotoğraf açıktan koyuya grinin birçok ton değerini içeriyor ise, düşük kontrasttır. Diğer bir fotoğraf, sisli havadaki ortama benzer şekilde, grinin tek bir ton değerinden oluşuyor ise bu da yüksek kontrasttır.
Fotoğrafçılıkta kullanılan filmler, insan gözü gibi ton değerlerini geniş bir ölçekte ayıramaz. Çevremize baktığımızda en az ışıklı alanlardan en karanlığa kadar her ışık farkını gözlerimizle ayırarak algılarız. Aynı şeyi filmden beklemeyiz ancak yine de her filmin doğru ton değerlerini verecek şekilde pozlandırılması ve film banyosu yapılması gerekir