Kurgulanmış Fotoğrafın Dünyada ve Ülkemizde Durumu

Dünyadaki durumu

Fotoğraf, icat edildiği 1839’dan 1860’lı yıllara kadar geçen sürede görüntüleri kaydetme ve gerçeği saptama işleviyle kullanıldı.

Teknolojik gelişmelerin de etkisiyle I. Dünya Savaşı yıllarında ifade aracı olarak kullanılmaya başlandı. Fotoğrafın “sanat dalı” olarak kabul edilmesi ancak 1940’lı yıllarda gerçekleşti.

1858’de Henri Peach Robinson “Fading Away” adını verdiği çalışmasında kimyasal fotoğrafik görüntüde manipülasyon sürecini başlattı. Bu çalışma fotoğraf sanatının ilk fotomontajı olarak kabul edilir.

Bilimsel, ekonomik ve sosyal gelişmeler ile sanat arasındaki etkileşimin artması sanatsal uygulamalarda yeni yaklaşımların ve deneysel uygulamaların ortaya çıkmasını sağladı.

Teknolojinin hızla gelişmesiyle tüm dünyada “imgelerin ve görsel kültürün” yükselişi başladı. Mizansene ve kurguya ilgi arttıkça, ressamlar ve fotoğrafçılar da hareketli imgelerden daha çok yararlanmaya başladı. Fotoğraf sanatında, bir tablodaki kompozisyonu andıran, estetik anlamda yeni denemeler ve kurgular ortaya çıkmaya başladı.

İtalyan sanatçı Alessandro Bavari’nin kurgusal fotoğrafında, mitolojik öykü ve biçimsel ögeler teknolojinin yardımıyla resimsel bir anlatımla birleştirildi.

20. yüzyılın başlarında Man Ray ve M. Nagy gibi sanatçılar fotoğrafın bağımsız bir dil geliştirebilmesi adına çalışmalarında eleştirel bir söylem geliştirdiler. Çalışmalarında fotoğraf makinesini devreden çıkararak fotogram (objektif kullanmadan çekilen film), rayogram (fotoğraf kağıdının üzerine nesnelerin yerleştirilip kağıdın ışıklandırılmasına dayanan yöntem) gibi yöntemler kullandılar.

çıkmasını sağladı (moda, reklam, düğün, portre vs.). Ortaya çıkan bu yeni fotoğraf dalları, kurgunun anlatım imkânlarından yoğun bir biçimde yararlanmaya başladılar.

İngilizce kaynaklarda “Fiction Photography” ile eşleşen kurgu fotoğrafçılığı yakın geçmişte dal olarak kabul edildiğinden, bu alandaki çalışmalar tam olarak isimlendirilememektedir. Kendi başına bir fotoğrafçılık dalı olarak değerlendirilmeyip fotoğrafçılığın birçok dalında kullanılan bir anlatım dili olarak ele alındığı da görülmektedir.

Ülkemizdeki durumu

Türkiye’de çağdaş fotoğraf sanatı üç dönemde incelenir: 1960-1970 dönemi, 1970-1980 dönemi ve 1980 ve sonrası. 1960’lı yılara kadar “Romantik Dönem” olarak kabul edilen sürede fotoğraf faaliyetleri ülke tanıtımına yöneliktir. Bu dönemdeki fotoğraflar belge niteliğindedir. 1960’lı ve 1980’li yıllar arasındaki süreçte büyük kentlere göç, kent insanının yaşamı ve kırsal kesimde yaşayan halkın durumu gibi toplumsal gerçekler fotoğraflandı.

1980 sonrasında fotoğraf sanatçıları geleneksel yöntemler dışında farklı anlatım biçimlerine yöneldiler. Fotoğrafı dijital ortama aktaran ve yeni arayışlara giren fotoğraf sanatçıları, deneysel yöntemlerle fotoğrafa farklı nesneler ekleyerek ya da fotoğrafı bir imge gibi kullanarak yapıtlar ürettiler.

1980 sonrası dönemden başlayarak fotoğraf sanatında “belgesel-deneysel” tartışması yaşanmaya başlandı. Deneysel yöntemlerle üretilen yapıtlar, fotoğrafın saptandığı gibi kalmasından yana olan belgeselciler tarafından, “kurgulanmış” oldukları gerekçesiyle amaçsız ve estetik dışı bulundu. Buna karşılık, çalışmalarında deneysel yöntemler kullanan fotoğrafçılar, “belge” fotoğrafın da kurgu olduğunu, aslında fotoğrafın kendisinin bir kurgulama süreci olduğunu savundular.

1980 sonrasında yaşanan ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişmelerin de etkisiyle kurgu fotoğraf giderek yaygınlaştı. “Deneysel fotoğraf” kavramını ortaya atan Ahmet Öner GEZGİN, Nuri Bilge CEYLAN, Emine CEYLAN, Çerkes KARADAĞ, Laleper AYTEK, Nafia ÇALIMLIOĞLU, Şahin KAYGUN ve daha birçok fotoğrafçının çalışmalarının etkisiyle fotoğrafın malzeme olarak kullanılması ve ifade aracı olmasının yolu açıldı.

Kurgu fotoğrafçılığı son zamanlarda popüler hale gelmişse de aslında fotoğrafçılığın doğuşundan itibaren vardır. Sadece günümüzde dijital makinelerin ve bilgisayarla müdahalenin yaygınlaşmasıyla daha çok uygulanabilir hale gelmiş ve günyüzüne çıkmıştır. Son yıllarda kurgu fotoğrafçılığı amatörler arasında da yoğun ilgi görmektedir. Ülkemizdeki kurgu fotoğrafçılarının yakaladığı başarıdan dolayı profesyonelliğe adım atmak isteyen amatörlerin de sıkça başvurduğu bir tarz haline gelmiştir.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir