Fotoğrafı Işığa Göre Değerlendirme

Fotoğrafın birçok tanımı yapılmıştır. Ama tüm tanımlarda ışığın etkisi ve fotoğraftaki önemi mutlaka vurgulanmıştır.

Fotoğraf sonuçta “objenin bir anlık görüntüsünün ışık yardımıyla dondurulması” olarak anılır. Bir çekimde fotoğraf makinesinin ayarları ışığa göre yapılır. Çünkü fotoğrafın kaynağı ışıktır. Fotoğrafik görüntünün gerçekleşebilmesi için aydınlık farklarını içeren ışıklı bir ortamın makine önünde bulunması zorunluluğu vardır.

Zaten bir objenin görülebilmesi için de, ya kendisinin bir ışık kaynağı olması ya da üzerine düşen herhangi bir ışığı yansıtması gerekir. Işık kaynağı olmayan cisimler özelliklerine göre kendi üzerlerine düşen ışınların bir kısmını az veya çok yansıtırlar.

Işığın Geliş Açısının Konuya ve Amaca Uygunluğu

Işık, bir nesneden yayılan/yansıyan boşlukta veya saydam ortamlarda dalga biçiminde yol alabilen elektromanyetik bir enerjidir. Kaynağından çıktıktan sonra bütün yönlere dağılır ve dalgalar şeklinde ilerler. Işığın yayılması esnasında dalga boyu ve frekansı ölçülebilir. Dalga boyu, birbirine komşu iki dalganın tepe noktaları arasındaki mesafedir. Frekans ise belli bir noktadan belli bir zaman birimi içinde geçen dalga adedidir.

Dalga boyu ile frekansın çarpımı ışığın yayılma hızını verir. Işığın dalga boyu, mavi ışık için yaklaşık 380 nanometre, kırmızı ışık için 760 nanometreye kadar uzanır. Işığın frekansı ise 600 milyar adettir. Bu ifadeye göre ışığın saniyede 600 milyar defa yanıp söndüğünü söyleyebiliriz. Yayılma hızı ise saniyede yaklaşık 300. bin km’dir. Bu ölçüler yaklaşık boşluk ortamı için geçerlidir. Daha yoğun ortamlarda bu ölçüler değişir.

Işık, kaynağından çıkıp yayılırken ortamın yapısı ve çarptığı objelerin fiziksel ve kimyasal yapılarına göre bazı tepkiler verir. Bu tepkilere ışığın cisimlere karşı tepkisi denir. Bu özellikleri sırasıyla görelim:

Işığın Yansıması

Doğal ya da yapay ışık düz bir şekilde ilerler. Düz bir yüzeye çarpınca geniş açı ile yansır.

Işığın Dağılması

Dalgalı deniz, buruşuk alüminyum folyo, buzlu cam gibi düz olmayan yüzeyler ışığı değişik yönlerde dağıtır.

Işığın Geçmesi

Işık düz ve opal (beyaz, ışık geçiren, arkasını göstermeyen cam, flexplast ve opal polietilen ile seyrek dokumalı kumaşlar gibi) yüzeylerden geçer.

Işığın Ayrılması

Beyaz ışığın cam prizmadan geçirilerek yedi renge ayrıldığı bilinir. Yalnız lazer denilen monokromatik ışık ayrılmayan özel bir ışıktır.

Işığın Emilmesi

Kurutma kâğıdı mürekkebi, sünger suyu nasıl emerse; kumaşlar, kâğıtlar, özellikle siyah gereçler renkleri (ışığı) emerek yansımayı önlerler. Bundan dolayı ışık kaynağı ve yüzey, renkleri yansımayı etkiler. Fotoğraf sanatında değişik ışıklar ve filtreler kullanılarak renkli fotoğrafın kalitesi denetlenebilir.

Işığın Kırılması

Herhangi bir açıdan gelen ışık, su, cam gibi yoğunluğu olan bir maddeden geçerken kırılır. Buna açı sapması denir.

Işığın Polarlanması

Işık; su, kum, kar gibi yüzeylere çarpınca değişik açıdan yansımalar yapar. Bu yansımalar gözün kamaşmasına neden olur. Renkli camlı gözlükler, mercekler ve filtreler kullanılarak ışığın denetlenip tek yönde aynı açıyla ilerlemesi sağlanır.

Işık cam, su gibi saydam yüzeylere geldiği açıyla dağılır.

Işık cam, su gibi saydam yüzeylere geldiği açıyla dağılır.

Bu özellikler doğrultusunda fotoğrafı inceleyelim.

Fotoğrafçılıkta temel kural, ışığın, makinenin arkasından ve objeye dik gelmeden yumuşatılarak verilmesidir. Ancak bu kuralın uygulanması her zaman mümkün olmayabilir. Objenin konumu, ışığın geliş açısı ve fotoğraf çekerken bizim konumumuz fotoğrafı etkileyecektir. İşte böyle durumlarda makine ayarlarıyla olumsuzlukları giderebiliriz. Işık, objeler üzerine düşerken ortamın ve objenin yapısına göre farklı tepkilerle karşılaşır. Bu tepkiler, ışığın yukarıda saydığımız özellikleri doğrultusunda değerlendirilir.

Gerek stüdyo gerekse açık alan çekimlerinde ışıklandırma, objenin konumu ve ışığın geliş açısına göre düzenlenir. Bu açıdan bakacak olursak ışığı, ışığın obje üzerine gelişine göre şu şekilde sıralayabiliriz:

Cephe ışığı

Fotoğrafta temel kural ışığın makinenin arkasında olmasıdır. Yani ışık objeyi doygun olarak aydınlatabilmesi için üzerine karşı cepheden gelmelidir. Bu durumda doğru renkler almak için cephe ışığı tavsiye edilse bile bu değerdeki ışıkta hacim ve derinlik etkisinin en az seviyede olduğu bilinmelidir. Cephe ışığı her zaman bire bir düzgün açı yakalayamaz. Çünkü ister fotoğrafçının arkasındaki güneş, ister makinenin üzerinde flaş olsun, optik eksenden biraz uzak olunca objenin bir yanında ince gölgeler belirmeye başlar. Bu da fotoğrafta bozulmalara neden olur.

Cephe ışığı ile çekilen fotoğraflar kusursuz görüntü verirler.

Cephe ışığı ile çekilen fotoğraflar kusursuz görüntü verirler.

Yanal ışık

Işığın objeye yan taraftan verilmesidir. Daha çok stüdyoda ve perspektif görüntü alma uygulamalarında ağırlıklı olarak kullanılır. Objenin bir yönüne ışık tam düşerken diğer yönünde gölge oluşabilir. Üç boyutluluk izleminin ve renk veriminin iyi olması için sıkça başvurulan bir aydınlatma şeklidir. Yan ışık, kullanılması kolay bir şekildir. Ancak gölge ve karanlık görüntü istenmiyorsa ters yönden de ışıklandırma yapmanın yolunu aramalıyız.

Yanal ışıkla çekilen fotoğraflarda ışık alan yön daha belirgin olurken diğer yönde gölge oluşabilir.

Yanal ışıkla çekilen fotoğraflarda ışık alan yön daha belirgin olurken diğer yönde gölge oluşabilir.

Ters ışık

Aslında bu durum fotoğrafçılıkta bir hata olarak değerlendirilir. Işık kaynağı, konunun arkasındadır ve konuyu arkadan aydınlatır, gölgeler kameraya doğru uzar. Sanat amaçlı çekimler ve zorunlu durumların dışında bu yönteme başvurulmamalıdır. Ters ışıkla yapılan çekimlerde diğer aydınlatma şekillerine göre daha inandırıcı bir mekân ve derinlik hissi oluşur. Ancak objeler detaylarını kaybeder.

Ters ışık objelerin belirgin yönlerini yok eder.

Ters ışık objelerin belirgin yönlerini yok eder.

Özellikle makinenin otomatik modu ile yapılan çekimlerde makine doğrudan kendini ışık kaynağına odakladığından ışık önündeki objelerin hemen tüm detayları karanlık görünür. Aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi ışığı aynı miktarda yansıtan öğeler belirgin iken diğer taraftan ışık kaynağı ile makine arasındaki objeler karanlık siluet hâlinde görülmektedir.

Tepe ışığı stüdyoda daha yaygın kullanılırken öğlen vakti güneş ışığı da tepe ışığına örnektir.

Tepe ışığı stüdyoda daha yaygın kullanılırken öğlen vakti güneş ışığı da tepe ışığına örnektir.

Tepe ışığı

Işık kaynağı az çok konunun üzerindedir. Cephe ışığına benzer niteliktedir. Çünkü düşey yüzeyler doğru renk verimi için yeterince aydınlanmazlar. Gölgeler çok küçüktür ve derinlik ifadesi veremeyecek şekilde görüntüde yer alır. Stüdyo aydınlatmalarında ağırlıklı olarak kullanılır. Hatta donanımlı gelişmiş fotoğraf stüdyoları ile televizyon stüdyoları tepe ışığını daha fazla kullanırlar. Açık alanda ise öğlen vakti güneş ışığı tepe ışığına örnektir. Fotoğrafa yeni başlayanlarca parlak ve güzel bulunduğu için tercih edilir.

R

Daha çok stüdyoda ve makro çekimlerde bu tür ışıklandırma kullanılır.

Daha çok stüdyoda ve makro çekimlerde bu tür ışıklandırma kullanılır.

Alttan gelen ışık

Genellikle stüdyo çekimlerinde ve sadece belirli bir noktayı aydınlatmak amacıyla kullanılır. Bu yöntemle konular alttan aydınlatılır. Aşağıdan yukarıya ağaç, bina gibi objeleri görüntülemek için de alttan ışıklandırma yöntemi kullanılır. İyi kullanılması zordur. Genellikle gölgeleri yok etmek veya detayları ön plana çıkarmak için kullanılan ışıklandırma yöntemidir.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir